"Seni birine kaptırmak" manasına geliyor. "Sen benimken seni bir başkasına kaybetmek..."

Sıkıntını arattığın zaman hukuki.net gibi sitelerde tatmin edici net cevaplara ulaşabiliyorsun.

kira kontratını didik didik hukuk sözlüğüyle birlikte oku, bak bakalım tehdit edebileceğin bir şey var mı? bir de kontratın dolmamışsa polise gitcem şikayet edicem filan de, sallamazsa gerçekten git ama.

Doğru ama sıkıntı bir değil iki değil.. Belki dedim hani, "şu kitap şu sayfadan şu sayfaya kadar ondan bahseder" gibi bir cevabı vardır..

Söz konusu kira ilişkisi konut ve çatılı işyeri kirasına ilişkin ise, Türk Borçlar Kanununun ilgili maddelerine(TBK. m. 339-356) bakabilirsiniz. Kiracıyı koruma amacıyla bu hükümler sade ve anlaşılır biçimde kaleme alınmıştır. Onun dışında probleminizi ayrıntılı olarak anlatırsanız forumlarda ya da duyuruda yardımcı olabilecek birileri mutlaka vardır.

Referanslar için teşekkür ediyorum. Şöyle bir senaryo var;

Kapalı ve açık garajları bulunan tek binalı bir apartmandan bir daire kiraladık. Kira kontratı üzerinde garaj ya da apartmanın diğer kullanım alanlarıyla ilgili genel ya da özel bir madde yok. Mal sahibi ile görüşme esnasında söz ile kapalı garajın anahtarı kiracıya vereceği taahhüt edildi.Ancak kontrat imzalandıktan sonra anahtarı türlü bahanelerle vermekten kaçınıyor.

Sormak istediğim konu (en azından biri), daireyi kiralayan kişi aynı zamanda garaj dahil apartmanın diğer kullanım alanlarında da mal sahibi gibi kullanım hakkına sahip oluyor mu? Ev sahibim garaj anahtarlarını bana teslim etmek zorunda mı?

öncelikle o sütü sulandırarak verin ağır gelir ona o, imkanınız varsa onlar için özel süt tozları var onlardan alabilirsiniz.

çişini sizin yaptırmanız gerekiyor, pamuğu biraz ıslatıp karnının alt tarafına masaj yapmak gerekiyor.

edit: şu başlığa da bakarsınız, (bkz: yavru kedi bakımı)

normal süt midesini gazla doldurur. sertleştirir. sürekli midesini ıslak pamukla hafifçe bastırıp bağırsak hareketini sağlamalı yoksa kısa sürede ölüverir, anlamazsınız bile. çok sıcak kalmalı. bir pet şişeyi kaynamaya yakın su ile doldurup üzerine bez örtüp altlık yapın. sever o sıpalar sıcağı. yalnız, annesi yoksa, gözler yeni açılmışsa, yaşaması çok ama çok zor.

o kedi ölür, anne bulmanız lazım.

sakın içine bolca su katılmamış süt vermeyin =( çok büyük bir yanılgıdır bu kedilerle ilgili. hele ki minicik bir kediyse, süt oranı çok az olmalı.

bunun dışında, ne yazık ki, tuvaletini anneleri malum yerlerini yalayarak yaptırır normalde yavru kedilere. şu an onun zorluğunu çekiyordur. bence süt vermeyi biraz bırakıp, en kısa zamanda bir veterinere götürün.

Öneriler için çok teşekkürler.

3-4 hafta önce doğurmuş bir kedi var işyerimin bahçesinde. Kabullenir mi bu yavruyu acaba? kabullenmezse iki harekette susturur bu yavrumu çünkü bu garibimin hiç canı yok :s En iyisi ben iş çıkışı şu öksüzü o anneye ve 3-4 haftalık üvey abiye tanıtayım.

kabullenir.
kedi tıslarsa kaçma.
yavaşça gene bırak.
emsin bir kere sonra devamı gelir.

denemeye değer. huzurları bozulur biraz ama 7 yavrusunu emzirdikten sonra bir 7 yavruya daha sahip çıkan kedi görmüş bizimkiler. zaten bırak, mıyırtısını duyup koklamaya gelecektir. ikisi bi hırlaşırlar. muhtemelen doğrudan zarar vermez, bi pıslar sütanne adayı. bir arada tutabilirsen bir süre, kabul etme ihtimali var.

süt olmaz, laktoz sindiremez kediler.

laktozsuz süt verebilirsiniz, bütün migros, tansaş vs.lerde var.

2-3 saatte bir ıslak pamukla pıt pıt pıt poposuna masaj yapıp tuvaletini yaptırın yoksa çatlar. bu kadar küçük kedilerde dışkılama refleksi yoktur, normalde de anneleri yalayarak yaptırır.

mutlaka hayvanı sıcak tutun, sıcak su torbası koyun yanına.

arkadaşlar yazmış ama ben daha açık bir şekilde yazayım.

acil olarak tuvaletini yapması lazım. yoksa ölür yavru.

bir parça pamuk alın, ıslatın. pamuğu kedinin popo deliğine sürün, hafif masaj yapın. ancak böylelikle tuvaletini yapabilir o.

minik yavruların anneleri tuvaletlerini yaptırmak için yavruların popo deliğini yalarlar.

kendisi tuvaletini yapmayı zamanla öğrenecek.

kaka değil sadece, çiş de sorun olabilir.
baktığımız bi yavru dişi kedinin idrar yolu tam çıkış yerinde tıkandığından kukusu balon gibi olmuştu. ben de onu hatırladım şimdi. başta bu ne dedim, su toplamış, baktım hayvanın bi delik eksik. meğer su toplanan yer aslında fena halde yapışmış olan vajinaymış (evet vajina, ben normalde böyle kibar biri değilim). az ıslatıp temasla açmıştık da işeyebilmişti.

Arkadaşlar veterinere gittiler şimdi, haber bekliyoruz. Tekrar teşekkürler.

haber var mı?

risk var.

Allah analı babalı büyütsün :)

risk her zaman vardır. sadece bazı dönemlerde daha yüksek bazı dönemlerde daha düşüktür. prezervatif patlamış, spermler içeri girmiş, "risk var mı?" diye soruyorsun.. afedersin ama daha ne olmalıydı? kaldı ki tam anlamıyla cinsel birleşme yaşanmasa da, sürtünme yoluyla bile hamile kalınabilir. spermler o kadar canavar; vajina, spermleri o kadar güzel himaye eden bir muhittir, organdır.

eger regl dongunuz duzenliyse ve ortalama 25-30 günde bir regl oluyorsanız, risk varsa bile çok çok düşük diyebiliyorum ben.

yumurta oluştuktan 14 gün sonra regl oluyorsunuz. hamile kalınabilecek dönem yumurta oluşmadan önceki 3-5 gün (sperm ölmeden 3 gün kadar vücutta bekleyebiliyor) ve yumurta oluştuktan sonraki 3-5 gün. dolayısıyla eğer regl döngünüz düzenliyse yaklasık 12 gün önce yumurtanın oluşmuş olması gerekiyor ve artık vücuttan atılmak üzere, hamileliğe yol açmaz.

not: kadın doğum uzmanı değilim. en iyisini bir uzman bilir.

Bu dönemde hamile kalmanız imkansıza yakın gerçekten.

kadın düzenli regl oluyorsa imkansıza yakın. +1
ancak düzensiz adet döneminde yumurtlama tarihi bilinemediği için riskli olur.

Bir kondomun içerideyken patlama (?) olasılığını düşünüyorum da :)... Eğer bu milyardabir geldiyse başına regl dönemine bilmemkaçgünkala olasılıklarını düşüneceğine çocuğa yelek, hırka falan başla derim ben :D Belli ki olasılıklarla pek aran yok :P

"kontrol günlüğü" diye çevirilebilir "control log"

"kontrol günlüğü" log bazen çevrilmiyor çevrilirse kayıt veya günlük diye çevriliyor

directory opus var ama çok karışık program. çözebilirsen süper.

windowsun böyle bir özelliği var zaten?

Ticari kullanım için doküman yönetim programları var bahsettiğin işi yapan. Dosyaları indeks değerleri girerk tertip ediyorsun ve daha sonra bu indeks değerlerinden ya da içerdikleri metinlerden arama yapılabiliyor.

DocsVault diye aratırsan inceleyebilirsin. Maliyetli programlar bunlar ama..

tagları isim olarak yazarsın [movie] gibi, sonra arama programına yazarsın çıkar hepsi. bir öneri..

7-10 iş günü içinde gelir. Takip ücreti ödersen web sitesinden sorgulayabilirsin ne zaman istersen.

ben yollamıyorum, abd'den bana gelmesini beklediğim bir mektup vardı da. takipsiz gönderilmişti, herhalde bir yerlerde kayboldu gitti :(

Utah'dan İstanbula USPS ile her seferinde 15 günü buluyor...

ben küçük paket bekliyordum amerikadan bir ayda geldi. takipsizse allaha emanet ama genelde ulaşıyor. kaybolma ihtimali olsa da düşük.

bostondan ankaraya 15-20 gunde gitmisti.
ha sigortasiz(takipsiz) 5 dolar, sigortali 100 dolar.

İnşaat mühendisliğini bitiren bir arkadaşım yıllar sonra hukuk okumaya başladı. (Özel bir üniversitede, örgün) 3. sınıfa geçtiğinde çalıştığı kurum Amerika'da yüksek lisans imkanı tanıdı. O da hukuk üzerine yüksek lisans için orada (ismin, yerini bilmediğim) bir üniversiteye başvurdu. Önce mırın kırın ettiler, "sen daha lisansı tamamlamamışsın" diyerek.. O da "masraflarımı ülkem karşılıyor, sen kabul ediyor musun, etmiyor musun?" diye atarlanınca kabul ettiler. şu an yüksek lisans yapıyor.

lisans'dan mezun olamadan örgün olarak yüksek lisans yapamazsın. Yüksek lisans başvuru şartlarında artık "lisans programından mezun olmak" var.

@pccopath: öf be abi. onu biliyoruz. yüksek lisans başvuru şartlarında ne zaman "lisans mezunu olmak" şartı yoktu ki?

hani bir lisans programından mezun olduk, ikinciyi okuyacağız...

lisans son sınıfta yüksek lisans derslerini kredisiz alıp, lisans bitince yükseğe devam edince onları saydırabiliyorlar sanırım. biraz karışık ama yapanı gördüm.

hangi şehir hatta hangi ilçe orası önemli asıl?

esas problem olan sey; bunun, ozgurlugumuzun bu denli basit ve dogal bir parcasinin, bir problem yaratip yaratmayacagi sorusunu zihinlerimize dusuren seyler ya da kisiler.

neyse, istanbul'daysan ve fatih falan gibi cok muhafazakar yerlerde gerceklestirmeyeceksen sorun olmaz. bilhassa taksim ve kadikoy gibi yerlerde hicbir sorun olmaz.

@chronic unholy
Bunun muhafazakarlıkla ne alakası var? Sen adam gibi içersin, içmiş halinle içmemiş halin birdir. Kimseyi rahatsız etmezsin ama herkes senin gibi içmez. Şişeyi açınca değişen bin tane mal gördüm ben. Kendim içeceğim zaman hayatta dışarıda içmem. Yanımdan geçecek bir insan benim gibi düşünüp rahatsız olur mu diye.. Yılbaşında sokağa çıkıp, yaşayacağı son günmüş gibi içecek milyon tane adama kefil olabiliyor musun? Kimse olamaz bence.. Ben bu işle yetkili birisi olsam kendim içmeyi çok sevdiğim halde izin çıkarmazdım..

@+1 muhatara

bu gece içeceğim; ama normal zamanlarda yasak olması taraftarıyım. malum herkes ağzıyla içmiyor.

tartismaya girmeyecegim. fikrimi kisaca beyan edip gececegim. net bir sekilde muhafazakarlik ve dahi geri kalmislik ornegidir bu.

elinde sigara ile sokakta geziyor olmak ne kadar ozgurluk ise, elinde alkol sisesi ile geziyor olmak da, normal sartlarda/normal ulkelerde kimsenin engellemek bir yana dursun, dusuncesini akla dahi getirmeyecegi bir ozgurluktur.

"bu siseyi ictikten sonra x sayida insan sapitiyor, yahut sapitabiliyor, oyleyse sapitmayanlarin da ozgurlugunu yasaklayalim! hayatta en hakiki mursit, kurunun yaninda yasin da yanmasidir!" gibi bir mantik, ancak ucuncu dunya ulkelerinde gecerlidir. nitekim, biz de ikibucuk'uncu dunya ulkesiyiz.

bu gece icecegim ama normal zamanlarda yasak olmasi taraftariyim demek de muazzam bir seymis. esas disarida icilip cildirilan aksamlardan bir tanesi bu aksam zaten. "benim icecegim aksam serbest olsun, ama baska zamanlarda yasak olsun" mantalitesi cok itici.

Sigaranın sarhoşluk etkisi olmadığı için verdiğin örnek çok garip oldu.. O zaman şöyle anlatayım...

Alkollü Genç, Birahanede Kurşun Yağdırdı: 1 Ölü
2 alkollü genç, 120 aracın lastiğini kesti!
Alkollü genç, birahanede yan masaya kurşun yağdırdı

Şu haber başlıklarında "alkollü" gördüğün yerlere "sigara içen" koyup öyle oku.. O kadar mantıklı oldu işte söylediğin :)

ben de tartışmaya girmeyeceğim acaip sigara içtim :))

chronic bu gece ben içecem serbest olsun durumu yok. gene millet gtüyle içip sağa sola sataşacak ama bu gece her yerde ekstra güvenlik olacak. o yüzden serbest olması mantıklı.

hayvan gibi içki içen özgürlükçü bir birey olarak türkiye'de elinde bira şişesiyle dolaşan adamlara uzak durmaya çalışırım, hele yanımda kız falan varsa iyicene kaçarım. burası türkiye, ne olacağı belli olmuyor.

Elma.. Hafif de ekşi olursa aboowww!!

Acente üzerinden satın alınca kimi yerlerde taksit olabiliyor.
Pegasus ve THY'de sanırım bazı kartlara web sitesi üzerinden yapıyor taksit.

Yabancı havayollarının sitelerinde hiç görmedim taksit sistemi.

acentadan aliyorsan yapabiliyorsun.

wings'in yurtdisi harcamalara 5 taksit olayi var, bileti yurtdisindan ya da yurtdisi bir site uzerinden internetten alirsan (expedia olsun, skyscanner olsun) otomatik taksitlendiriyor.

www.wingscard.com.tr

Uçak bileti için hiç denemedim ama bazı kredi kartları yaptığın harcamaları daha sonra isteğine bağlı olarak 3-5 taksite bölüyor. Geçen yıl aldığım 200 liralık benzini (150Tl+50Tl şeklinde) daha sonra bankanın bana gönderdiği mesajı olumlu yanıtlayarak 3'e böldürmüştüm..

şu site bir çok karta yapıyor: www.ekobilet.com

normalde ısı mandalı atınca 0 a gelır ondan sonra mandalı bır daha kurmassan yanı basmassan ısıtmaması gerekır dedıgın gıbı bı garantıye gostermende fayda var sınırsız kaynatma kahvehanede bıle olmaz :D

Su soğuduğunda kendiliğinden devreye giren bir termostat mekaniği yoksa, yani ben her seferinde kendim gidip I konumuna getirerek ısıtma yapacaksam sıcak tutma modunun bir manası da yok o zaman:)sadece bir açma kapama anahtarı 0/I yeterli olurdu. Ben sürekli açık kalıp belirli bir sıcaklığın altına düştüğünde termostatı sayesinde tekrar kaynatmasını beklerdim, benim sıcak tutma modundan anladığım bu:) Bir de garip olan bunu ilkinde yapıyor, yalnız mal kaynattım nasıl olsa diye anahtarı da atıyor, sonra da su buz gibi de olsa anahtarı 0 konumuna getirdiği için tekrar devreye girmiyor :)) Neyse ben gündüz servisini arayıp meramımı onlara da bir anlatmayı deneyeyim.

bende başka bir markanın var, ısıtma/kaynatma seçimi ve açma/kapama için ayrı ayrı anahtarlar var.
öyle olması gerekir sanki?

@yalnux
Öyle zaten, 2 anahtar var, biri sıcak tutma/kaynatma için, biri açma/kapama için. Ancak sıcak tutma modu için de kaynatma modu için de açma kapama anahtarının açık olması gerekiyor doğal olarak.

ikisi için de descendant.

successor olabilir belki

tureng.com

continuation olur.

teknik bir karşılığı varsa bilemem ama sanki successor olur gibi ingilizcesi için.

varisi manasında.

"Continuation" daha isabetli bence. "Descendant"; aynı soydan gelen, soyun devamı gibi bir manaya geliyor ama burada siyasi iktidarın, devlet isminin devamı.

- Todays Turkish people are descendants of Ottoman people. gibi...

successor olarak geçiyor wikipedia'da.

fr. suite

googledaki sonuçlar pek tatmin etmedi ama suivant da diyebilirsin belki.

continuation ise olmaz ya

fr. suite olmaz.

successor uygundur ingilizce için fransızcasını bilmiyorum. descendant daha çok kişi anlamında kullanılır successor ise devletler için daha uygundur diye düşünüyorum.
descendant: noun a person, animal, etc. that is descended from a particular ancestor.
successor:a person or thing that succeeds another.(thing olayın kilit noktası)

Successeur fransızcası

Çok sağol benaaymi. Mübareksin...

orucu çok büyük mesele haline getirdiniz yahu.

Adamlar bu yazın sıcağında hem inşaatta çalışıyor, hem oruç tutuyor Antalyada.

O yüzden bu kadar acındırmaya gerek yok. Tutmayacaksan tutma.

Orucun ve/veya çalışmanın seni ne kadar zorladığına bağlı. Hiç çalışmadım diyorsun, oruçlu değilken de çalışmak sana zor gelebilir. Benim gibi zaten günde 1 kere yemek yiyen bir adamsan oruç tuttuğunu anlamayabilirsin de. Ya da benim gibi günde 1 paket sigara, 50gr kahve tüketiyorsundur, değil oruç tutmak, 2 saat kapatamazsın ağzını :) Kim bilir... denemeden göremezsin ;)

benim bünyem nasıldır diye soruyorsun be vatandaş. dünya'da herkes çalışıyor zaten. islam alemi de ramazan diye tatile girmiyor hani. git diyanete falan sor böyle soruları mesai yapsınlar.

devlet dairesi mi bura hocu nereye kaçıyorsun?

patronunun gevşekliğindendir o.

Oruç tutmayın. Gereği yok. Saçma.

çalışmak ibadettir.

bu işler böyledir hacım.
önce küçük olduğun için tutasın olmaz,
sonra öğrenci olduğun için,
sonra final haftası olduğu için.
işe başlayınca, çalışırken zor olduğu için.
bakmışsın hayat geçmiş gitmiş...
sık dişini biraz ne yapalım her insanın hayatında yaz döneminde oruç tutmak var. şanslısın ki gençlik döneminde sağlığın sıhhatin yerindeyken denk geldi.
allah kabul etsin

@want2die;yok hocam hevesliyim baya,hatta annemler aklıma soktu ramazanda başlama,seneye başlarsın dediler.

@bir kaç yazar once;onun zorluğunu orada çalışan insanlara sormak lazım.böyle oturduğumuz yerden konuşmak kolay.aynı onlar gibi o durumda çalışırız, o zaman anlarız 'büyük mesele'miymiş değilmiymiş.ayrıca inançlı çalışanların başka alternatifleri olmuyor.işten çıkıcak hali yok ramazan ayında.inanıyorsa eğer oruç tutmamakta olmaz.ben bu ayda işe başlamaktan bahsediyorum.
kaldı ki ben 'tutmayayım mı?' diye sormadım, tutmayacaksan tutma demişsin.

@il padrino;onlar zaten öncesindede çalışan insanlar dediğim gibi alternatifleri olmuyor.ben ramazan ayında başlamak akıllıca mı diye soruyorum.

ayrıca başta 'bünyem nasıldır' diye soruyorsun demişsin.daha sonra soruma cevap vermişsin.

@cimo;bana görede senin tutmaman saçma, nasıl çıkıcaz işin içinden?
bunu buraya cevap olarak yazmışsın birde ayıp yahu.

onceden bi calisma tecruben yokmus panpa bence girme ise. yata yata tut orucunu evde.

<the movie begins with a somewhat irreverent variation on the Nativity story>
<the latest in a long line of variations in her hair color>

ikisi de kullanılıyor ama ben in derdim sanırım bu cümlede. axial force nedir bilmiyorum ama :)

"yükseklik boyunca ana elemanlardaki eksenel yük değişimi"

irbat'in dedigi dogru, ikisinin de kullanimi var. senin ornekte "in" dogru.

O ayak/bacak (taşıma/destek elemanı) üzerindeki yük dağılımından bahsettiğin için "on" daha uygun olur.

Genel kullanımı için İrbat +1

tömer gerçekten rezalet.

İki dakika önce 18+ tadında duyurular açan, cevaplayan, "kız arkadaşımla bilmem neyi nerede yapalım?" diye soran kesim senin ciddi ciddi sorduğun soruya da cevap verince yanlış yönlendirme olmuştur.. Üzüldüm senin ve arkadaşının durumuna.

iyice donanımhabere sardı burası diyosun yani

Bilerek ingilizce konuşmuyorlar derste ingilizce konuşmalarının yasak olduğunu aksi taktirde ceza aldıklarını biliyormusun?

İngilizce bilmeyebilir bilmeleride gerekmiyor sen amerikaya dil öğrenmeye gittiğinde hoca türkçe biliyor mu sanki yada Almanyaya almanca öğrenmeye gittiğinde adam kolaya kaçıp ingilizcesini söylüyormu?

Eşim ilk işe başladığında inglizce arada kullanıyordu ama bu gerizekalı öğrenciler 2. sn de sorduğu kelimeyi unutup tekrar soruyordu canlandırdığında akıllarında daha fazla kalıyor.

Oraya kaç tane afrikalı kaç tane asyalı geldiğini biliyormusun çoğu ingilizce bilmiyor anca ruslar avrupalılar bikaç eğitim görmüş diğerleri o kadar.

Eşimde orada çalışıyor Türkçe okutmanı işinide gayet iyi yapıyor. Çoğu öğrencide kendisinden memnun.

Aslına bakarsan oradakilerde bu ruslardan çok şikayetçi alayının kendisini bi bok sandığını herşeyi bildiklerini ukala ukala konuştuklarından şikayetçi işine gelmedimi ben para veriyorum yap bunu diyecek kadar kendini bilmezler.

Yolla kardeşim ne olursun başka kursa yolla, bitek senin kız arkadaşın var bu kursa giden, ilk ona veriyolar kursu sanki. Sen türkçeyi çok iyi biliyorsunda dersi veren Türkçeyi bilmiyor sanki.

Tömerin eksiği çok kabul ediyorum ama okutmanlarına laf yok, bikaçı dışında hepsi gerçekten çok iyi işlerini yapıyorlar.

yazımın seni bu kadar rahatsız etmesi beni kuşkulandırmadı değil

yeryüzünde bi ruslar kaldı da illa rus manita yapıyim diye de kasmadık kendimizi türk hatunlarından bi bok çıkmadığını farkettiğimiz rus kız arkadaşı bulduk kısacası rusların bu tuhaf huylarından yakınmanı 2 yıllık ilişkimi de göz önünde bulundurarak hayal ürünü olarak kabul edebilirim.

+

kursa gelecek olursak; benim kız arkadaşım güle güle'nin anlamını defterinde yanlış yazıyorsa bu o kursun başarısızlığıdır. biz de biliyoruz zora sokmanın en güzel yöntem olduğunu benim de ingilizcem vardı ama amerikaya gittikten sonra advance'e ulaştı çünkü götüm tutuşmuştu. ancak ben ingilizceyi bilip de gittim oraya. kız arkadaşım ise temelden başladı tek kelime türkçesi yok sen türkçesi olmayan bir insanın karşısına geçip şekilden şekle girip türkçe öğreticen sonra da okutmana laf yok diyecen. hocam kusura bakma da senin yaptığın sadece eşini düşünerek tek taraflı oynamak başka bi cacık değil. ben amerikada dil kursundan İLM'de toefl kursuna kadar gittim bu kadar vasat bir eğitim sistemi görmedim bir dili doğru öğrenmek için önce mantığını oturtman mantığı oturtmak için de anladığın dilde öğrenmek gerekir. eve geldiğinde öğrenmeye başlamasından önce alıp defterini düzeltiyorum baştan aşağı. anlamıyorum hocayı karşımızda tuhaf şekillere giriyor bi kelime anlatacak diye aramızda gülüyoruz diyo açık açık. ben hoca artniyetli demiyorum ancak çok açık ve net söylüyorum aldığım izlenimlere göre 24 25 yaşında henüz yeterli tecrübesi olmayan bir hoca sözkonusu burada. bu olay üzerine internette de araştırdım herkes yakınıyor. dolayısıyla kurs iyi bizim kız kötü değil de tömer kötü ve yine tömer kötü sen istediğin kadar kızını kardeşini eşini savun.

ayrıca hadi hocasını geçtim en azından danışmada bir kişinin ingilizceyi çat pat bilmesi gerekiyor. sana ne diyorum bilgi almak için danışmayı aradım adamın türkçesini zor anladım.

hoca demiş gidin danışmadan hitit türkçe kitaplarını alın danışmadaki kadına anlatana kadar şekilden şekle girdim diyo. en sonunda sağda solda görmüş kitabı da tarzanca anlatmış. yazık çok vahim gerçekten.

keşke afrikalı tek kelime ingilizce bilmeyen birisine türkçe öğretmek zorunda kalsan o zaman alnardın neler çektiklerini.

Edit: Danışmanın kötülüğünü kabul ediyorum o tömerin hatasıdır. Ama devlet kurumu işte zamanında oraya gelmiş insanlar kendilerini geliştirmeye ihtiyaç hissetmemişler.

senin türk hatunlarınla olan münasebetinde beni ilgilendirmiyor zaten bu konuya nerden girdin ne alaka anlamadım.

sen sanıyosunki oradaki herkes ingilizce biliyor okutmanlar kullanmıyor yok öyle bir dünya arkadaşım, nelerle karşılaşıyorlar orada, ben genelleme yaptım senin kız arkadaşın öyledir değildir bilemem,

adam afrikadan yada vietnamdan gelmiş türkiyeye üniversite okumaya ingilizce bilmiyor nasıl öğreteceksin bi söyle bakalım söylede bizde feyz alalım ışık tut öğretmen nesline.

hem yukarıdaki yazında ruslardan şikayetçiler ruslar şöyle ruslar böyle diyosun sonra da bu konuya nasıl geldin diyosun anlamadım ki ben seni?!

afrikadan gelen adamın ingilizce bilmemesi onun sorunudur dünyada geçerliliği kabul görmüş bir dildir en çok konuşulan demiyorum geçerliliği olan dildir diyorum. yurtdışından seyahate gelen bir insan türkçe bilmek zorunda değildir ancak rahat etmek istiyorsa ingilizce anlaşabilmelidir. bu benim uydurduğum bir kural değil bununla ilgili yapılmış kongreleri ve alınmış kararları incelersen haklı olduğumu göreceksin.

+ vietnamdan afrikadan bilmemnereden türkçe dilinde eğitim almaya tek kelime bilmeden gelen adam baştan hata yapmıştır zaten. ben de almanyada master eğitimine başvuruyorum ama danalık edip almanca programa başvurmuyorum ingilizcesine başvuruyorum. almancayı da gidince bi şekilde öğrenirim diyorum. e hem almanca bilmeyecem hem ingilizce, sonra da ben geldim beni eğitin diyecem. anlayamadığınız nokta burası zaten inadına da ısrar ediyosunuz.

bak canım kardeşim ben vietnamlı adamın yanlışına takılmıyorum adam eğitim hakkı almış gelmiş, Ülke anlaşmaları gereği bizden oraya oradan buraya öğrenci akını oluyor, adam ülkeden kaçmak için bu yola başvuruyor, oradaki öğretmenin görevi o adama türkçe öğretmek, neden ingilizce öğrenip gelmedin git azıcık pratik yap gel dicek hali yok.

öyle böyle adam gelmiş öğretmek zorunda tömerin yarısından fazlası böyle olduğunu biliyormusun peki? işin içinde olmadığın için atıp tutması kolay geliyor sana. orada öğretmen öğrencilerle başbaşa kalıyor ve öğrenciler öğretmeni şikayet ediyor bu hoca ingilizce konuşuyor ben ingilizce bilmiyorum herkes anlıyor ben anlamıyorum diye ve öğretmen ceza alıyor. senin anlayamadığın nokta bu birtek senin sevgilin yok sınıfta değişik değişik adamlar var herkese farklı şekilde eğitim veremezler.

madem hemen öğrenmesini istiyorsun özel derse gitsin o zman. masraf olarak daha uyguna gelir boşuna para ve zaman kaybı olmaz ingilizce kullanarakda daha hızlı türkçeyi öğrenebilir.

ben bayan erkek ayrımı yapmadım rus halkından gelip orada sergilediği davranışı söyledim inan afrikalılar çok daha saygılılar bu ruslardan. fransızların amerikalıların hepsinin kendine has tavırları var ruslarınki böle senin sevgilin öyledir değildir bilemem ama geneli böyle.

dil hocaları ingilizce bilmek zorundadır. almanya'da da öyledir, fransa'da da. ilk kurlar ingilizceyle karışık geçilir. bir halt bilmiyorsanız susu nbari, hem almanya'da hem de fransa'da eğitim aldım. dangalaklar ya, bir halt bilmeden gelip şurada ahkam kesmeleri yok mu adamı deli ediyor. biz gidelim onca yıl bu kurslarda sürünelim, adamın biri çıksın eşinin kıytırık bir kursda çalışmasından mütevellit ahkam kesmeye kalksın, oldu olacak f16'ların kodlarını da ver koçum.

ben anlatmaktan yoruldum sen özetlemişsin

dediğine aynen katılıyorum atıyorum pre-int iniglizcen olur gidersin int. için ingilizce kursuna yazılırsın adam da komple ingilizce konuşur

ama temel 1 yahu bu tek kelime türkçe yok sen diyosun ki ingilizce bilmek zorunda değiller yahu nasıl değiller tarzanca öğret demiyorum ki sokaktaki ameleyle konuşsun demiyorum ki güzel güzel dil öğrensin istiyorum. hala yok efendim bilmek zorunda değilmiş tömerin öğretmenleri iyiymiş yahu el kolla dil mi öğretilir banane afrikalı napıyosa yapsın yeryüzünde başka bir milliyet ile iletişime geçeceksen ingilizce bileceksin arkadaş seve seve değil ki bu iş

hocaları aşırı derecede amatör şunu bir kere kabul edelim. iyidir hoştur güler yüzlüdür bizi bağlamaz. c1 seviyesinde almanca dil kursu yapan bir tanıdığım vardı, defterine baktığımda çok olmuştum, baştan aşağıya offside cümleler vardı, hoca dahi grammer hataları yapıyordu, mantıken ters, komik kaçan cümleleri örnek diye yazdırıyordu, yer ankara kızılay. düşünün. türkçe hocaları da bariz bir şekilde tamamen türkçe konuşarak anlatmayı bilmiyor işte, amatörler, önceki yıllarda hiç böyle bir şeyi tecrübe etmemişler, el kol yaparak anlatılır ama anlatamıyorlar olacak ki basit kelimeleri bile yanlış öğretmiş. bir de "para veriyorlar diye her şeyi istiyorlar yaa" diyen zihniyeti sikeyim. tabi isteyecek lan. adam gidip 500 dolar veriyormuş kursa, kimbilir ne kadar süre çalışıyor o para için, hakkını almak istemeyecek de ne yapacak zırtapoz kılıklı herif seni. avrupa'dan örnekler vermeyi çok iyi biliyorlar bir de, avrupa'da hocalar bir kaç kelime öğretebilmek için köpek gibi kasıyorlar, süper ötesi insanlar, bu işin eğitimini almışlar neticede. tömer'deki gibi torpille okutman olmamışlar. scapegoat dostum git onların şubesine ve kız arkadaşının aldığı notları bunların yüzüne fırlat, sakın alttan alma bu yaptığı işin bilincinde olmayan terbiyesizleri. hadi selametle.

"oldu olacak f16'ların kodlarını da ver koçum."
bu kodları verebilirim koçum o dalda eğitimim var.

Arkadaşlar hocalar ingilizce biliyor ama kullanmıyorlar, oradaki hocalar doktora yapan yükseklisans yapan insanlar bilmiyorsunuz bari hakaret etmeyin. evet işe yeni başlayan hocalarda var yok değil ama türkiyenin en tecrübeli insanları oradalar. başka geçerliliği olan bir kurum yok,

"Bilerek ingilizce konuşmuyorlar derste ingilizce konuşmalarının yasak olduğunu aksi taktirde ceza aldıklarını biliyormusun?" cümlesini sorun çevirsinler anlarsınız çok yabancı dil bilen alim arkadaşlarım.

@schwarzfahrer tavrın yanlış ben hakeret edici tavırlar söylemedim gelip burda tanımadığın etmediğin bilmediğin insanlara sırf seninle aynı fikirde değiller diye hakaret etmen yanlış,

sen kursa gittiğinde her saat gramermi öğrendin acaba? arada seni konuşturmadılarmı reading writing yaptırmadılarmı? bu öğrenciler biz writing istemeyiz bize sadece gramer anlat para veriyoruz bunu öğrenmek istemiyoruz diyorlar sen böle bir şey dedinmi demek aklından geçtimi? desen nasıl bir tepki alırdın?

Haklısınız arkadaşlar hepiniz Einstein'siniz hocalar bilmiyorlar, evet türkçe de bilmiyorlar, ingilizcede bilmiyorlar, herkes akıllı bi o hocalar akılsız haklısınız paşalar.

arkadaşa ne desek boş, bir kulağından girip ötekinden çıkıyor.

avrupada maymun gibi kılıktan kılığa girerek lisan öğret var ya adamın kıçından şırıngayla çekerler ödedikleri parayı. biz 3. dünya ülkesiyiz ya daya anasını satiyim hak hukuk yok burda. avrupayı geçtim amerikaya git dil kursuna yazıl hocanı beğenme tüketici kanunundan tazminat davası açma hakkın bile var hepsini geçtim bize çok komik gelen başka bir örnek vereyim. ayakkabı aldım 50 dolar 1 hafta geçti 20dolara düştü gidip 30 dolar iade alıyosun 'aga sen bizi mi skiyosun' diyerek. bizde ne var? abi en iyisi bu? e geldik hani iyisi? dur ben bi şekilden şekle giriyim seni ikna ederim..

olur abicim biz einstein değiliz de sen de pek aklı selim biri değilsin anlaşılan.

basond, eğer o kurs ingilizce konuşulmasını hepten yasakladıysa, sikeyim ben afedersin o kursu tamam mı. her şeyin bir ayarı vardır, ilk kurlar ingilizceyle karışık geçilir, almanya'da millet 400 euroluk kurslara giderken ben 1100 euro verip kursa gittim en baba kursda 4 farklı hocada bunu gördüm. fransa'da en baba kursda bunu gördüm. ispanya'da en baba kursada bunu gördüm. bu işler böyledir, yok doktora mı yapmış yok bilmem ne yapmış bizene arkadaş? ben de doçentlik çalışmalarında bulunuyorum, var mı böyle bir ahkam ya? f16 kodlarını verirmiş, ulan zaten flight simulator oynayan herkes f16 kodlarını çözüyor senin şimdi atpl lisansın da vardır yapma gözünü seveyim türkiye'de nerede eğitim var da tömer'de olsun, bariz adamın eli kolu bağlı o yüzden tömer'e yolluyor güya ankara üniversitesi onaylı falan. tamamen para avı. istanbul goethe kursu üniversite onaylı değil ama duyduğum kadarıyla süper eğitimi varmış. öyle veya böyle, o kadın güle güle'nin anlamını, "haha gülmekten geberdim" diye yazıyorsa kimse savunma moduna geçemez, yok böyle bir hakkı kimsenin. laftan anlamıyorsun gerçekten de, bir kulağından giriyor diğerindne çıkıyor.

hayır arkadaşım flight simülatör vb. hiçbir oyunu oynamadım akademi ve üniversitede ben bu işin okulunu okudum, askeriyede derslerini gördüm. O dediğin atpl'dir, simülatördür işim hiç olmadı, şu gün artık ticari hava yolu şirketlerinde çalışıyorum,

Neyse canım kardeşim orada üniversite nasıl öğret dedilerse onu yapıyorlar, bu onların taktiği sevin yaa sevmeyin beğenin yada beğenmeyin, patronun sana şunu buun hazırla dediğinde başka birisi hazırladığını görüp bu nasıl böle hazırlamış salak lan bu diyorsa sen ne dersin benim suçum yok patron bunu böyle yapmamı istedi dersin, tam anlamıyla olmasada buda 3 aşağı 5 yukarı aynı.

Orada ingilizce kullanara öğreten öğretmenler ağır cezalar aldılar,

örnek olarak oda kelimesini anlatıyor sınıfta 15 kişi var sınıf anlamadı diyelim en sonunda room diyor hoca bi kısmı anlıyor ama ingilizce bilmeyenler anlamıyor şimdi tamam öğrettim diyip geçse anlamayanlar şikayet ediyor room'u anlanlar tamam anladık devam edelim diyor hoca arada kalıyor.

Verdikleri özel derslerde kullanıyorlar zaten ama bu sistem kalabalık bir sınıfta mümkün olamayabiliyor anlatmaya çalıştığım bu.

ben de zong servisini kullanarak ödeme yaptım, içeriğini tam hatırlamıyorum mesajın ama ödenecek tutar yazıyordu kabul edince o tutarı hattından düşüyor. ben güvenme derim.

Zaten gidecek olan senin paran değilse neden senden onay istesin ki? Hiç bulaşma derim... Bağış, yardım... Bunlar hassas konular ve kolay sömürülebilen duygularla ilişkili. Bence adresine ulaştığından emin olamayacağın bir yardım tam da sevmediğin, istemediğin birine de gidiyor olabilir.

Adını hatırlamıyorum ama hatun www.eksisozluk.com

Beni çok güldüren 1-2 show'unu izlemiştim.

edit yapmaya çalıştım az önceki mesaj için ama hata verdi...

Adı "Nina Conti" imiş.

En sağdakinin tabağı uzak mesafeye koyulmuş, göğüsleri büyük manasında.

tabaktakiler meme gibi duruyor. dik de hem. ondan olabilir.

buzbebek haklı, ben o ayrıntıyı kaçırmışım gözden.

push-up bra'ymış. bizim sütyenlerden takın tabağınız 2 metre önde olsun diyo.

birinde göğüs boşluğu var resmen masada, push up olduğu yazıyo asagıda, dikleştiriyormuş işte, masada tabağı ileri koymuşlar, göğüs boşluğu vermişler. sanırım :)

Hehe :) güzel olmuş aslında^^

Mirim, olay tabakların masadaki yerlerinde. sağdaki tabak ortaya biraz daha yaklaşmış. Yani orada oturan bayan reklamı yapılan "push-up" sütyen kullanıyor ki bu ürünün marifeti çevirisinden anlışılacağı üzere kaldırıp toplu göstermesi. Yani bu yolla memeler masanın üzerine tabağın olması gereken yere gelmiş oluyor. tabak da ortaya kayıyor.

Bakıp bakıp beğeniyorum :) çok hoş^^

sagdakinin memesi sutyen destegi ile avantaj yakalamis..

meme ve masada corba kasesi varken aklima geldi;
evli cift, evliliklerinin 60. yilini kutlamak icin balayina gittikleri otele giderler.. ayni odayi kiralar ve balayinda yaptiklari gidip aksam yemegini balkonda cirilciplak yemeye karar verirler..

masa kurulur, cift masaya ciplak oturur.. hersye cok romantiktir ilk gunku gibi..

kadin kocasina seslenir;
- canım o ilk gunku gibi heyecandan kalbim sicacik oldu..
- heyecandan degil, memen corbaya giriyor..

doygunluğa ulaştı. yakında azalacak.

düşünmüyorum. düşünmem mi lazım? ilgimi çekmiyor.

birbirine oç diye hitap ediyolar. hepsi oçluğu kanıksamış demek ki

@panpa diyorlar hacı oç u ilk defa senden duydum

pitbull ruhlu, prezervatif dilli, ağzı ishal olmuş yaratıklar bunlar.. problemli bunlar, ruh hastası... okuyorum evet, çünkü zavallılıkların ne hale geldiğinin orası çok iyi bir aynasıdır.

İlk zamanlar iyidi.baydı

...yılansı fare çocuklar, gece fareleri... türkiye'de en çok küfrettikleri insanlar hiç tanınmayanlar... bu siber yılan aleminde en çok konuşulan adamlar hiç tanınmayanlar... öyle kahpece, böyle sinsilikle, yılansı siber yılanlıklarla bu işler olmaz...

abartmayın lan liselileri çıkarırsan gerisi gerçekten kötü insanlar değil eleştirin eleştirin de ağzına sıçmayın bence.

türkiyedeki mizah anlayışını değiştirdi/güncelledi takdir ediyorum. sözlüğün çok bir olayı kalmadı ama artık tvaytırda falan takılıyo sağlam yazarlar.

kırk yılda bir yaran inci sözlük entry'leri başlığına göz atıyorum. komik oluyor bazı bazı.

bence onlardan bu kadar nefret edeceğinize sizden neden nefret ediliyor onu bir düşünün derim. ben gayet de takdir ediyorum. bok atmaya yer arayan insanlar değiller en azından.

buyrun benim sorularinizi alayim demek isterdim ama 1 senedir giris bile yapmiyorum. iyiydik lan.

Ilk zamanları gerçekten iyiydi. Sonra para tatlı geldi.

@Saat1 hoca modları zaten göt lalesi de ortam iyi ama

En fazla ikİNCİ sözlük olabilir... hep ilki kıymetlidir gözümde, yozlaşsa da...

bunun trollük mertebesi dahi var.

ben sahsen gicik oluyorum böyle seylere, daha dogrusu söyle aslinda, bazen yazim yanlislari ve kullanilan dil cok dikkat cekiyo o zamanlarda ignelenebilir belki ama diger türlü "de ayri" seklinde uyarilara kilim.

anadili doğru kullanmak önemli bence. ha artık uyarmak can sıkıcı olduğundan ben fazla dikkate almıyorum. yalnız sözlükte ya da burada, "cahillerle muhattap olamam" tarzında ifadeleri görünce kendime hakim olamıyorum.

Konuyu birini uyaracak kadar abartmam, ama kendim dikkat ederim, bozuk yazım görünce de içimden sinir olmakla yetinirim. Ana dilimizi düzgün kullanmak gerek. Nasıl ki
ben bugün hastayım
yerine
benbugün hastayım
yazmıyorsak
ben de geliyorum
yerine
bende geliyorum
yazmayalım mümkünse :)

tamamen saçmalık. işi gücü olmayan adamlar millete de yi da yı ayırmayı öğretiyor. ayrıca karşı tarafın fikrini aşağılamak için de bu tarz yöntemler kullanılır. öyle işte.

şahsi fikrim şu: bu konuda yanlış yapanlar özensizlikten değil cehaletten yapıyorlar. çünkü eğer yeterince okumuş olsalar ayrı yazılması gereken de, mi olsun; noktalama işareti sonrası bırakılacak boşluk olsun, hata yapmaları neredeyse imkansız. çünkü meleke haline gelmiş olması lazım konunun. ergo, hata yapıyorsa yeterince okumamıştır, cahildir. dolayısıyla bir anda bu adamların fikirlerine olan ilgimi kaybedip okumayı bırakıyorum. sert tepki falan göstermiyorum ama. ilgim sönüyor sadece..

Ana dilini bizim kadar kötü kullanan sanırım kalmamıştır. Bu da insanı üzüyor. O yüzden tepki gösterilebiliyor.

imla hatası ile nasıl yazacağını bilememek ayrı şeyler, önce bunun farkını anlamak gerekli.
özellikle klavye ile yazarken çok sık imla hatası yapılıyor.

ama kendi anadilinde nasıl yazacağını bilmeyen adama ben 'cahil' derim. yeterince eğitilmemiştir.

Ben de şöyle bir açıklama getireyim, Türkçe çalıştırdığım yabancılar eklerin farkını, aynı -de yazımının kattığı mananın çeşidini, bu eklerin sözcükleri birbirine nasıl bağladığını görünce çok hoşlarına gidiyor ve mantıklı olduğunu söylüyorlar. Özellikle bir Alman'ım var, bu eklerin ayrı/birleşik yazımlarında hangi sözcüklere bağlandığını ok ile çıkararak gösteriyor kendine ve şaşırarak oy harika falan çekiyor.

Kısaca bunlar bizim dilimizi özel kılan şeyler. Ural-Altay dil ailesinden geliyoruz, Hint-Avrupa ve Semitik dillerin hakim olduğu bu coğrafyada özeliz. Yabancılar Türkçe'nin sırlarını çözemiyor, tam olarak inemiyorlar bu eklerin ayrımına. Google Çevirici Avrupa dilleri arasında artık neredeyse %90 başarı elde ederken, Türkçe'de hala çok zayıf. Bu da farklı bir dil matematiği üzerinde işliyor oluşuna dayanıyor.

Ve bizim bunu korumamızın çok önemli olduğu inancındayım.

Ayrıca Ural-Altay dillerini konuşurken beynin diğer dillere nazaran iki kat daha fazla işlem yapması gerektiği hesaplandı ODTÜ tarafından. Kısaca ne kadar iyi kullanırsan o kadar daha fazla beyin jimnastiği de yapmış oluyorsun.

"iletişim zaten kullanması yeterince zor bit teçhizat. millet oxford commasını tartışırken; türkiye'de çoğu insan temel yazım kurallarını bile bilmiyor.

türkiye'de bu kadar yanlış anlaşılma problemi, birbirini dinlememe problemi olması hiç şaşırtıcı değil. çünkü evet, sende ve sen de arasında cidden anlam farkı var. insanların kelimeleri ve yazım kurallarını bu denli kullanabilmekten aciz olmalarından dolayı iletişim de sekteye uğruyor. mesele anadil meselesi değil. dillere inanmıyorum. başka insanlarla başka dillerde iletişim kurabilirim. ama türkiye'de yaşayan insanların genelde tek bildiği dil türkçe. onu da bilmiyorlar. yani mesele, senin anladığın dilden konuşmak istiyorum, ama sen anladığın tek dili bilmiyorsun. yani ben başka dillerle ve insanlarla daha iyi konuşabiliyorum, ama türkiye'deki insanlar türkçe bilmedikleri için bunu onlarla yapamıyorum.
ha, bu türkiye'de yaşayan insanların suçu mu? Osmanlıca kaldırıldı. hmm, aslında evet. çünkü türkiye'de insanlar geniş çaplı halk hareketine sahip değiller. kimlik politikaları üzerinde ayrılmaktan hoşlanıyorlar. böylelikle bilinen dil siliniyor, sonradan olma bir dil geliyor. sonra bu sonradan olma dilin yapısını, kurallarını öğrenememiş insanlara kızıyoruz. hakkımız var mı? yok. ama var işte. çünkü kim sesini çıkardı ki? madem öyleydi; halk hareketi olsaydı osmanlıca'ya dönülmesi üzerine. bırak böyle bir halk hareketini, osmanlıca diye bir dilin varlığından haberdar değil ki insanlar. onun için bu kadar belleksiz, hafızasız, kendini bilmez bir toplulukla karşı karşıyayken, son 2 yıldır umursamıyorum kim nasıl yazıyor. şimdi osmanlıca gelse ne anlamı olacak? kaldı ki osmanlıca da çok çok mu köklü sanki? yamalı dil. hem yamalayarak gelmiş bu güne kadar, huyu böyle dillerimizin. eskiden arkadaş çevreme sokmazdım. şimdi ne hali varsa görsün herkes. zaten sonradan yapılmış bir dil, mükemmel değil, zaten kelime havuzu şişme havuzcuk kadar; yabancı kelime kullanmadan ifade etmek çok zor kendini... onun için üçün beşin hesabı olmaz. ha, nedir, ben düzgün kullanırım ki seninle iletişim kurabileyim. yoksa ben da zıvanadan çıkarsam, hiç kimse kalmayacak seninle düzgün iletişim kurmaya çalışan." çalışır.

Ben okulda edebiyatı kuvvetli olanlardan değildim. Ne lisede ne de öncesinde... Çok övünmesem de söylemeliyim ki pek kitap okumam. Alışkanlık haline getirememişim. Yine de bahsettiğimiz ek olan "-de" ve bağlaç olan "de" konusunu ilkokulda gördük. Bir zahmet yapmayalım artık bu hatayı. O kadarcık dahi hakim değilsek kendi dilimize, en azından umuma yazmayalım, çizmeyelim. Hata insana mahsustur. İmla hatası yapılabilir ya da bir paragrafta bir sürü de içinde 1-2 tanesi yanlış yazılabilir çünkü en nihayetinde klavye kullanıyoruz. Ama kabul edelim ki temel dil bilgisinden yoksun, azımsanamayacak bir kitle var.

Az yukarıda KPSS ile ilgili duyuru ve cevapları okurken aynı hatayı yapan arkadaşlar gördüm, yazıktır ki bazıları Türkçe'nin çok zor olduğundan yakınıyorlardı. Sınava girmedim, sorularını görmedim ama soru ekini ayrı yazmayı bilmesem zaten ne KPSS'ye girerdim ne de eleştirisini yapardım.

Erken çocukluğumda edindiğim, insanlarla iletişimimi sağlayan, düşünmemi sağlayan ana dilim husunda hassasım. Başkalarından da hassas, duyarlı olmalarını beklerim. Özellikle belli bir yaşa ve seviyeye kadar eğitimin mecburi olduğu memleketimde kendi dilini yazmaktan, konuşmaktan, anlamaktan aciz insanların olması ve ne yazık ki bu insanların bazılarının lisans mezunu olması hevesimi, umudumu kırıyor. Sözlükten ya da duyurudan, açıktan ya da özelden kimseyi uyarmadım -değiştirebileceğimi düşünnmediğim için. Uyarmanın yararında da inanmıyorum. Buna karşın insanların kendilerini tutamamalarını da anlayabiliyorum.

Bu, alabileceğim en güzel haberdi, şimdi Fransa'ya dönüş yolculuğum ile ilgili detaylarla uğraşmam gerek.

Bu alabileceğim en iyi haberdi, şimdi tek yapmam gereken Fransa'ya dönüş yolculuğumun detayları üzerinde çalışmak.

O civarda aklıma gelen en mantıklı yer cebeci (kurtuluşa yakın olursa daha rahat olur) ya da K.Esat. Bana sorarsanız her ikisi de her allahın günü yürümek için uzun yol. Çemberi genişletmek isterseniz Ankaray ya da Metro hattı üzerinde her semt tek biletle ulaşıma uygun olacaktır.

DTCF'de dört yıl okudum. Oraya en yakın evler, okulun karşısına geçip, azcık Kızılay'a doğru giderken sağ tarafta kalan yerlerdi.

kiralar ne kadardır bilmiyorum ama ben de dtcf'de okudum ve maltepe'de okulun yurdunda kaldım. yürüyerek 10-15 dakikada varıyordum. yurtta kablosuz internet var(dı), odalarda tv-buzdolabı var(dı), yerler halıfleks(ti) zaten. şahane yurttur, bilginiz olsun.

para olabilir.

ihsan eliaçık
demir küçükaydın
ın falan bu konuda yazıları vardı..

Ahmed hulusi ilah kelimesini tanri diye cevirmis fakat ilah kelimesinin manasi tanri degil -tanri olabilecek binlerce sey yok -karmasik aciklamis daha cok edebi yazi gibi ne bilim.


Allahtan baska ilah yerine konulan -her seyi- sormustum ben.

1. "Onlar,kendileri için bir güç kaynağı olmak üzere (ya da onların himayesine girerek mahfuz kalmak için) Allah'tan başka ilahlar edindiler." (Meryem, 81)

"Yardım edilecekleri (Yani ilahların kendilerine yardım edecekleri) ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edindiler." (Yasin, 74)

-
"Rabbinin kararının vakti gelince,Allah'a şerik(ortak) koştukları iLAHLARI bir işe yaramadı ve onların yıkım ve felaketlerinden başka bir şeyi artırmadı." (Hud, 101)

yukaridaki ayetler cok net- ilah edinilen seylerden sadece birine isaret etmis mesela...
ama bunun icin gun gectikce artan ilahlari tespit edebilmek icin evet ilah ne demek bunu bilmek gerek-
Kuranin ayetlerinde surekli isaret ettigi -dort temel kuran terimini- bilmek gerek yazar: mevdudi kitap:-dort terim-
dedigim gibi cevap aramiyorum sadece cok eslilik -huriler- vs. gibi bir kac meselede donup dolasan insanlar dusunsunler istiyorum.

mekkeli müşrik dedikleri ateist değil politeist de ondan

"İlah milah yok, Allah var." diye çeviriyordu şu an ismini de sıfatını da hatırlayamadığım bir zat sahur programının birinde.

Bana kalırsa o levellerde agro magro tutamazsın. Beceriksizlikten değil diğerlerinin hödüklüğünden. Millet çok eskiden tankın fightı başlatmasını bekler ve agro geçmemeye çalışırdı ama artık çoğu oyuncu iyi gear'la level atladığı için agro almaktan korkmuyor. Yerinde olsam 85 olana kadar pek tank olmaya çalışmazdım. Bir süredir oynamıyorum ama sanırım o levellerde yüksek dps'i sayesinde warrior'lar daha avantajlı tanklamak için.

retri paladin ile tank olunmaz. mecburen yapıyosan baştan söyle specim tank değil sorumluluk sizde diye.

2 Satirlik bişi google translate tek tek yazsan kelimeleri cümlenin anlamini bulursun tembellik ediyosun

Etkili yönetim personelin çalışmasının her bir unsuru için bir maharet/beceri/teknik geliştirmeli ve idari nitelikteki tüm aktiviteler için sorumluluk üstlenmelidir.

@jay jay tembellik etmiyorum tam anlamını oturması için sordum kelimelerin hepsinin anlamını biliyorum zaten.

@mitm çok teşekkürler

hiç bir sakıncası olmaz.
(genel bakım 49500 de olmuyor mu? yapmıyorlar mı yani?)

hehe:) aslında yaparlar :) ama bu hiç aklıma gelmemişti:)) Teşekkür ediyorum.

Yanılmıyorsam Gölbaşı rüzgarlı oluyordu epey, ama tam olarak neresi en uygun olur bilemiyorum.

altınpark. akşam 8'den sonra git. inanılmaz esiyor.

bildiğim kadarıyla imha ediliyor. tekrar satıldığını sanmıyorum.

adamın biri uçağa alkol sokmaya çalışmıştı da çöpe atmışlardı...oraya nasıl getirdi bilemiyorum.

imha ediliyorlar.

gümrük memurları tarafından özel olarak kurulmuş çilingir sofralarında imha ediliyorlar.

aynen killerbee'nin dediği gibidir. insanları kandırmayın ulen. imha ediliyormuş. bırakır mı o polisler gümrükçüler bilmemneleer onları imhaya. lıkır lıkır içerler.